KABAK ÇEKİRDEĞİ

Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar ile ay çekirdeği ve kabak çekirdeği gibi yağlı çekirdekler içerdikleri değerler ile günlük alınması önerilen pek çok besin ögesini sağlarlar.

Kabak çekirdeği; E, B, C, K vitamini, potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfor, çinko, mangan, selenyum açısından zengindir. Kaliteli protein ve doymamış yağ asitlerini almak için iyi bir kaynaktır.

Çok iyi bir protein kaynağı olan kabak çekirdeği 100 gramında 30 gram protein bulunur. Bu miktar günlük protein ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılamaya yeterlidir. Kabak çekirdeği; triptofan ve glutamat adlı aminoasitlerden çok zengindir. Triptofan; serotonin ve melatonin gibi sinir ileticileri için gereklidir. Bu ileticiler beyin fonksiyonlarının doğru şekilde işlemesini sağlar, stresli ve yorgun olduğunuz günlerde yorgunluk gidericidir. Glutamat ise gama aminobutirik asit (GABA) sentezinde rol oynar. GABA vücutta sakinleştirici etki yapar; stres, anksiyete, cinsel isteksizlik gibi sorunların çözümüne yardımcı olur.

Kabak çekirdeği içerisinde bulunan arjinin aminoasidi sayesinde: saç kaybını önlemede, üreme organlarının iyileşmesinde, sporcularda güç artırmada, uykusuzluk ve depresyonda, hafızayı güçlendirmede, yaraların çabuk iyileşmesinde ve kalp-damar sağlığında önemli bir rol oynamaktadır.

Çinko bakımından oldukça zengin olan kabak çekirdeği yeterli çinko almak için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerdiği besinler arasında yer almaktadır. 1 avuç kabak çekirdeği günlük çinko ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılar. Çinko bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kabak çekirdeği E vitamini ve dolayısıyla antioksidan açısından çok zengindir.  Antioksidan içeriği sayesinde hücre ve dokularını korur, yaşlanmayı geciktirir.  Yaklaşık 40 gram kabak çekirdeği tükettiğinizde günlük E vitamin ihtiyacının tamamı karşılanabilir.

Kabak çekirdeği fitosterol içermektedir. Bu nedenle kolesterolü yüksek olan kişilerin kabak çekirdeği tüketmesi kan kolesterol seviyesini ve LDL kolesterol seviyesini düzenlemekte dolayısıyla da kalp hastalıkları riskini azalmasını sağlamaktadır.

Aynı zamanda, içerisinde esansiyel yağ asitlerinden omega 3 ve omega 6 bulunan, doymamış yağ asitlerinden zengin olan kabak çekirdeğinin kan yağlarını düşürücü bir etkisi de vardır. Kan pıhtılaşması için ihtiyaç olan K vitaminini de önemli miktarda içermektedir.

Kabak çekirdeği içerdiği fosfor, magnezyum, kalsiyum mineralleri sayesinde kemik ve diş sağlığı için olumlu yönde önemli bir rol oynamaktadır.

Kabak çekirdeği lif içeriği sayesinde sindirim sistemini de olumlu etkiler. İçerdiği karotenoid ve E vitamini gibi antioksidanlar ve çinko minerali sayesinde meme, kolon, prostat, akciğer ve göğüs kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Bunun yanında kabak çekirdeği erkeklerde iyi huylu tümörlerin (BPH) ve prostat bezinin büyümesinde etkilidir.

Kabak çekirdeği düşük glisemik indeksli besin grubunda yer almaktadır. Yine de diyabetli kişilerin tüketirken porsiyon kontrolü sağlaması ve tuzsuz olarak tüketmesi çok önemlidir.

Yapılan bir çalışmada diyetlerine keten tohumu ve kabak çekirdeği eklenen diyabetik sıçanların diyabet komplikasyonlarının riskinin düştüğü görülmüştür. Keten tohumunun ve kabak çekirdeğinin diyabet komplikasyonları riskini azaltma potansiyeline sahip olduğunu bulmuştur.

Kabak çekirdeğini içerisinde bulunan fosfor yüksek fosfor problemi yaşayanlar için ve kronik böbrek hastalığı bulunanlar için sakıncalı durumlara sebebiyet verebilir. Ayrıca fazla tüketilmesi vücutta gaz problemleri yaratabilir. Mide şikayetleri olan kişilerin de tüketiminde dikkatli olması gerekmektedir. Fazla miktarda tüketimi ishale neden olabilir. Bu nedenle tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

 

Bahçeşehir Zayıflama Merkezi olarak ‘KABAK ÇEKİRDEĞİ?’ sorusunun yanıtına yönelik hazırladığımız blog yazısının sonuna geldik. Umarız sizler için faydalı ve bilgilendirici bir içerik olmuştur. İstanbul diyetisyen arayışınızda yanınızda olduğumuzu hatırlatmak ister, herhangi bir sorunuz olması durumunda bizlerle iletişime geçebileceğinizi belirtmek isteriz.